Sekizinci Hadis-i Şerif

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:

- “Hemen herkes, dünyadan susuz olarak çıkar... Ancak: Rahman Rahim ALLAH adı ile diyenler hariç...”



Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz suyu ilim ile tevil etmiştir...

İlim , Yunus Emre (k.s.)’nin dediği gibi: “kendini bilmektir”.

“Kendini bilmek” ise, kimliğinin hakikati olan Allah’a ermektir.

Konuyu biraz daha açalım...

Tüm boyutları ve sayısız türleriyle evrenin, Allah ismiyle açıklanan Vahidü’l-Ahad’ın (sayısal çokluk kabul etmez TEK’in) ilminde Esmâ’sı ile kendini tanımladığı kemâl vasıfların açığa çıkış seyri olduğunu hatırlayalım...

Nitekim, “Ne yana dönersen Vechullâh karşındadır (Allah Esmâ’sının açığa çıkışıyla karşı karşıyasın)!” ayeti bu gerçeği vurgular.

Dolayısıyla kişinin Allah’ı bilmesi, bir tanrısal varlığı tanıması değil! Varlığında ve varlıkta Esmâ’sıyla yüz gösterenin Allah’tan başka bir şey olmadığını anlamasıyla mümkündür.

Bundan sonra gayrından münezzeh olan Allah’ın varlığında ve varlıkta Esmâ’sıyla nasıl yüz gösterdiğini anlamaya gelir sıra...

Yani, “Sünnetullah”ı (Allah Esmâ’sının açığa çıkış sistemi ve düzenini) bilmek.



SÜNNETULLAH ’I BİLMEK birçok açıdan önemlidir.

Kişinin hakikatine ermesi ve gereğini yaşamasının yolu enfüs’te (kişisel boyutta), Allah Esmâ’sının varlığını oluşturacak şekildeki sistemsel açılımını -beyin ve bedenin oluşum ve gelişim sistemini- bilmesinden; Âfak’ta (evrensel boyutlarda) ise, Allah Esmâ’sının tüm boyutları ve sayısız türleriyle evreni oluşturan açılım sistemini –evren ve derûnunu- bilmesinden geçer.

Ayrıca dünya ve ölüm ötesi yaşamın tehlikelerine karşı kişinin gerekli korunmayı sağlaması, ya da dünya ve ölüm ötesi yaşamın çeşitli nimetlerinden yararlanması dahi Sünnetullah’ı bilmesi ve gereklerine göre hareket etmesiyle mümkündür.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz Risâlet işleviyle Sünnetullah ’ı insanlığın kaldırabileceği kadar, en ince ayrıntılarıyla açıklamış; Nübüvvet işleviyle de sonsuzda var olacak insanın geçireceği türlü aşamalarda, karşılaşacağı bir takım olaylara karşı Sünnetullah şartları içinde nasıl bir tedbir alabileceği ya da Sünnetullah şartlarından nasıl yararlanabileceğini bildirmiştir.

Sünnetullah şartlarına göre yaşam bilgisi , Hz. Muhammed (s.a.v.) ile kendisinden önceki Nebîler arasındaki çok önemli kemâlat farkını da oluşturmaktadır.

Asgarî şartlarda Kur’ân OKUmak , Allah ilminde Esmâ’sının açığa çıkışıyla meydana gelen evrenin oluşum ve gelişim sistemini ana hatlarıyla kavrayıp, bu sistem realitesine göre sonsuzda korunmayı veya yararlanmayı sağlayacak Esmâ’yı beyinde kuvveye dönüştürme gayesi içindir.

Kur’ân OKUmanın esas gayesi ise, Allah ilminde Esmâ’sının açığa çıkışıyla meydana gelen evrenin oluşum ve gelişim sistemi bilgisi içinde, Allah’ı varlığın(ın) hakikati olarak bilip, bu hakikatin gereğini yaşama yolunda sistem şartlarından azamî derecede yararlanmaktır.

Tasavvuf ehli bu bilişe “mârifet” demiştir ki hadiste bahsi geçen suyun tevilidir.



KİŞİYİ MÂRİFET İLMİNE ERDİREN anahtar kavram hadiste belirtildiği üzere:

“Ancak, Rahman Rahim ALLAH adı ile... diyenler hariç...”

Yani, “Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahiym”...

Kur’ân OKUmak , Besmele’nin manasını anlamakla başlar.

Bir başka açıklamasında Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle der: “Besmele ile başlanmayan her önemli iş noksan kalır”.

Tabi biz de Allah Rasulü’nün bu tavsiyesine uyarak önemli bir işe başlarken Bismillah deriz.

Hatta bazılarımız eve girerken, yemeğe başlarken, arabayı çalıştırırken... Kısaca en sıradan işlerimize başlarken dahi Bismillah demeyi ihmal etmez.

Deriz, ama anlamı üzerinde durmaksızın ve düşünmeksizin.

Hatta Besmele ile başlamanın neden önemli olduğunu hiç sorgulamamışızdır.

“Bunu yap, faydalıdır” denmiş bize, biz de sâfiyet ve samimiyetle yapmışız.

Halbuki Allah Rasulü (s.a.v.) Besmele ile bizlere başarıya giden yolda her kilidi açacak çok önemli bir anahtar kavrama işaret etmiştir.

Allah Rasulü (s.a.v.) ’nün işaret ettiği o çok önemli anahtar kavram Allahu a’lem şudur:

“Bir işe bedensellik kabulünün oluşturduğu birimsellik bilinci ve hissiyatı ile değil, Allah isminin işaret ettiği anlam düzeyinden başla!”

Besmele ’de Allah isminin başındaki B harfi, Allah ismiyle işaret edilen Vahidü’l-Ahad’ın (sayısal çokluk kabul etmez TEK’in) beyin programına göre Esmâ’sıyla algında zahir olup, algına göre Esmâ’sıyla bilincini oluşturduğu anlamına gelir.

Bir işe Besmele ile başlamak, ismi Allah olanın Esmâ’sıyla beyninden açığa çıkarak dünyanı ve bilincini meydana getirdiğinin farkındalığıyla düşünsel ve beyninden açığa çıkan Esmâ’daki kudretle eylemsel hareketi başlatmaktır .

Hz. İsa (a.s.) bu konuda havarisini şöyle uyarmıştır: “sen insanca düşünüyorsun, Allah gibi değil.”

Zira, kişi soru ve sorunlarını kendini beden kabul etmekten kaynaklanan düşünce ve duygularla çözmeye çalıştığında, bir Esmâ potansiyeli olan beynin sonsuz imkânlar kapasitesini sınırlar.

Aksine kişi soru ve sorunlarını, ismi Allah olan Vahidü’l-Ahad’ın tüm Esmâ’sıyla beynindeki varlığına imanlı bir düşünce ve duygularla çözmeye çalışırsa (buna dinde Allah’a tevekkül denir), beynin farkında olmadığı kuvveleri harekete geçerek kendisine sahip çıkar, soru ve sorunlarına cevap olur.

Allah Rasulü (s.a.v.) , bir işe başlarken bir papağan gibi şuursuzca Besmele’yi telaffuz edin demiyor!

“Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim ’in manasını anlamış olarak, Beynimizdeki Allah Esmâ’sının potansiyel varlığının (Rahmâniyet) ve beyinsel işlevlerle içsel (düşünsel) ve dışsal (algısal) projeksiyonlar halindeki açığa çıkışının (Rahîmiyet) şuuruyla bir işe başlayın diyor.

Kendini bedensel varlık kabul etmene yol açan ve bu yüzden gerçeklerden kopmana sebep olan her türlü şartlanmalarından, değer yargılarından ve duygularından sıyrılmış olup, varlığa özden bakarak gerçekleri müşâhede edebilmek ve o müşâhedeye dayalı olarak doğru düşünce ve eylemde bulunabilmek, başarının esas anahtarıdır!

Dikkat edilirse burada önemli olan dilin Besmele’yi söylemesinden ziyade, idrakin ve halin dile gelişidir.

Hal böyle olduğuna göre, bedensel varlık zannı ve hissiyatı içinde olduğumuz halde bir işe başlarken Bismillah dememiz, bize ancak bir papağının şuursuzca Bismillah demesi kadar fayda sağlar.

Besmele, Kur’ân ayetlerindeki mecaz ve sembollerden oluşan işaretleri deşifre etmemizi sağlayan anahtar kavramdır! Bundan dolayı Besmele OKUnmadan (anlaşılmadan) Kur’ânın kilidi açılmaz.

İşte bu yüzdendir ki:

“Hemen herkes, dünyadan susuz olarak çıkar...”

Hemen herkes, dünyada beden şartlarındaki yaşamını, kendini ölüm ötesi yaşamın ebedî saadetine erdirecek yeterlilikte değerlendiremez.

Ancak, “Rahman Rahim ALLAH adı ile... diyenler hariç.”

Doğrusunu bilen Allah’tır...